sentetik a priori önerme

[Alm. synthetische a priori ] [İng. synthetic a priori ] [Fr. synthétique a priori ]

Kant’ın metafiziğin imkanının bağlı olduğu saf aklın genel meselesini ifade etmekte kullandığı yargı türü.

Kant’ın a priori ve a posteriori ayrımı. Kant, ünlü Kritik der reinen Vernunft (Saf Aklın Eleştirisi) eserinin “Giriş”inde, a priori ile a posteriori arasında epistemik mahiyete sahip bir ayırım yapar. Ona göre, a priori, şu ya da bu tecrübeden değil, mutlak olarak tüm tecrübeden bağımsız bilgiye; a posteriori ya da görgül bilgi ise ampirik tecrübe yoluyla mümkün olana karşılık gelir. Kant’a göre tecrübe hiç kuşkusuz bize neyin var olduğunu söylese de neden zorunlu olarak başka türlü değil de öyle olması gerektiğini söylemez. Bu nedenle, düşünüldüğünde aynı zamanda zorunlulukla düşünülen her önerme a priori’dir; ve yine zorunlulukla geçerli bir önerme başka bir önermeden türetilmemişse mutlak olarak a priori’dir. Buna göre a priori’nin ilk özelliği “zorunluluk,” yani olduğundan başka türlü olmamaktır. Kant’a göre tecrübe, yargılarına hiçbir zaman gerçek ya da kesin olarak değil, yalnızca hipotetik ve tümevarımsal olma yoluyla evrensellik verebilir. Bu nedenle a posteriori yargılar “hipotetik” ve “tümevarımsal”dır. O halde Kant’a göre, a priorinin bir başka özelliği “evrensellik”tir. Kısaca, a priori ampirik tecrübe gerektirmeksizin doğrulanabilir zorunlu ve evrensel yargılara, a posteriori ampirik tecrübe ile doğrulanabilir hipotetik ve tümevarımsal yargılara karşılık gelir.

Analitik ve sentetik yargılar. Kant, a priori ile a posteriori ayrımı dışında, yine bahsedilen kitabın “Giriş”inde analitik ile sentetik yargılar arasında ayrım yapar. Kant için öznenin yüklem ile ilişkisini içeren tüm yargılarda, bu ilişki iki türde mümkündür. Buna göre ya B yüklemi A öznesine, bu A kavramında gizli olarak kapsanan bir şey olarak ait olmak ya da B yüklemi bütünüyle A kavramının dışında bulunan bir şey olmak durumundadır. İlk türdeki yargılara “analitik,” ikinci türdekilere ise “sentetik” yargılar denir. Analitik yargılar yüklemin özne ile ilişkisinin özdeşlik yoluyla düşünüldüğü yargılardır; buna karşılık söz konusu ilişkinin özdeşlik olmaksızın düşünüldüğü yargılar sentetiktir. Kant’a göre analitik yargılar açıklayıcı, sentetik yargılar ise genişleticidir. Bunun nedeni analitik yargılarda yüklemin öznenin kavramına yeni bir şey katmayıp onda daha önce düşünülmüş olanın yalnızca analiz yoluyla bileşenlerine ayırmakla bulunabilmesi; buna karşılık sentetik yargılarda özne kavramına onda daha önce düşünülmemiş ve onun herhangi bir yolda ayrıştırılmasıyla çıkarılamayacak bir yüklemin eklenmesidir. Analitik önermelerin doğruluğu özne kavramının analiz edilmesine dayandığından, bu önermeler kullandığımız kavramları açıklamak ve verili bir kavramda düşünmüş olduğumuz şeyi daha açık hale getirmekte kullanılır. Kant, analitik yargıya “Tüm cisimler uzamlıdır” örneğini verir. Bu yargıda cisim kavramı zaten belli bir uzamda düşünülmek zorundadır. Ancak “Tüm cisimler ağırdır” yargısında, ağırlık cisim kavramıyla birlikte düşünülmediği, cisim kavramında içerilmediği için sentetiktir.

Dört yargı türü. A priori ve a posteriori ile sentetik ve analitik yargıların eşleştirilmesi dört yargı türünü verir. Buna göre bir yargı analitikse a priori’dir. A priori analitik yargılar, bilgimizi genişletmeyen, doğrulanabilmeleri ampirik tecrübeye dayanmayan ancak zorunlu ve evrensel bilgi veren yargılardır. A posteriori analitik yargılar yoktur. A posteriori sentetik yargılar bilgimizi genişleten, doğrulanabilmeleri ampirik tecrübeye dayanan olumsal ve hipotetik yargılardır. A priori sentetik yargılar ise bilgimizi genişleten, doğrulanabilmeleri ampirik tecrübeye dayanmayan zorunlu ve evrensel geçerliliği olan yargılardır. Kant’a göre matematiğin tüm önermeleri, saf geometrinin ilkeleri, teorik fiziğin temel ilkeleri a priori sentetik’tir. İşte, Kant’ın temel amacı da metafizikte böyle yargıların olup olmadığını ortaya koymaktır. Nitekim Kant’a göre saf aklın genel meselesi tümüyle şu soruda kapsanır: “A priori sentetik yargılar nasıl olanaklıdır?” Bu tarz yargıların mümkün olup olmadığını, mümkünse de nasıl imkan dahilinde olduklarını göstermek ise transandantal felsefenin görevidir. Kant’ın Prolegomena’daki ifadesiyle “sentetik a priori” yargıların mümkün olduğu kanıtlanıncaya kadar bütün metafizikçilere uğraştıkları meselelerden el çektirilmiştir.

KAYNAKÇA

Kant, Immanuel. Critique of Pure Reason, ed. & trans. P. Guyer & A. W. Wood, Cambridge: Cambridge University Press, 1998.

Kant, Immanuel. Gelecekte Bilim Olarak Ortaya Çıkabilecek Her Metafiziğe Prolegomena, Çeviren İoanna Kuçuradi & Yusuf Örnek, Ankara: TFK, 1995.

Çitil, Ahmet Ayhan. Kant Okumaları - Birinci Kritik, İstanbul: Dergâh Yayınları, 2021.

Yazar : Ayşe Gül ÇIVGIN (Bartın Üniversitesi)