Marcuse, Herbert

1898-1979 yılları arasında yaşamış olan Alman asıllı ünlü Amerikan düşünür, Toplumsal Araştırmalar Enstitüsü (Frankfurt Okulu) üyesi.

Yaşamı ve etkilendikleri. Eleştirel teorinin önemli düşünürlerinden Herbert Marcuse, 19 Temmuz 1898 tarihinde Berlin’de dünyaya gelmiş ve Mommsen Gymnasium’da eğitim almıştır. 1911’den 1916’daki askerlik hizmeti celbi gelene kadar Charlottenburg’daki Kaiserin-Augusta Gymnasium’a katılmıştır. Künstlerroman başlıklı teziyle 1922’de Freiburg’da doktorasını aldıktan sonra, Berlin’de bir süre kitapçı olarak çalışmıştır. 1927’de yayınlanan Varlık ve Zaman’ın felsefe dünyasında yarattığı etkiyle 1928’de Martin Heidegger ile felsefe çalışmak üzere Freiburg Üniversitesi’ne gitmiştir. Heidegger’in danışmanlığında habilitation çalışmasını tamamlamış ve bu çalışma, 1932’de Hegels Ontologie und die Grundlegung einer Theorie der Geschichtlichkeit [Hegel’in Ontolojisi ve Tarihsellik Teorisi, İng. Hegel’s Ontology and the Theory of Historicity] adıyla yayınlanmıştır. Marcuse’nin ilk dönem eserlerinde Husserl ve Heidegger’in etkisi -fenomenoloji ve varoluşçuluk- hâkimdir. Marx’ın 1844 El Yazmaları’nın önemini fark ettiği 1932’de Frankfurt Okulu külliyatına ‘emeğin yabancılaşması’ kavramını kazandırmıştır. Nazilerin iktidara gelmesiyle başlayan süreçte felsefesindeki Heidegger ilgisi görece azalmıştır. 1933 yılında Toplumsal Araştırmalar Enstitüsü’nün Cenevre’deki ofisinde çalışmaya başlamıştır. 1934’te Amerika Birleşik Devletleri’ne göç etmiştir. Farklı dönemlerde Columbia ve Harvard’daki Rus Enstitüsünde, Brandeis ve California Üniversiteleri’nde (San Diego) ve École Pratique des Hautes Études’de görev almıştır.

Felsefesi ve eserleri.  Marcuse’nin felsefesi, I. Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkan Batı Marksizminin mekanik yorumundan ziyade diyalektik yönüne yakındır. Marcuse’nin dünya görüşünü gençliğindeki politik olaylar, savaş travması ve 1918-1919 Alman Devriminin başarısızlığı oluşturmaktadır. Siyasal Teori Tarihi, Yunan Felsefesi, Liberalizm, Kant, Hegel, Husserl, Marksizm ve Komünizm gibi dersler ve seminerler vermiştir. Bu anlatımlarda daima soyut felsefeler ile sosyal kurumların ve politik pratiğin gelişimi arasındaki bağlantıları açığa çıkarmaya çalışmıştır. Özcülüğü reddeden ve öznelliği tarih içerisinde belirli sosyo-politik koşullarla etkileşim halinde gelişmesi olarak gören eleştirel teorinin tarihselci geleneğine bağlıdır. Kapitalist sistem, teknolojinin yayılımcı ve tahakkümcü özü, sanatın işlevi, estetik, kültür ve birçok farklı konuyla ilintili eserler üretmiştir. Marcuse’ye göre, tanımlamaktan ziyade yansıtan, doğru cevapları vermek yerine doğru soruları soran, özgürlüğün rasyonalitesi olarak işleyen bir süreç olan felsefe, irrasyonel, esir edilmiş gerçek ve koşullardan düşüncenin özgürleşimidir. Felsefi eğilimini özellikle Descartes, Kant, Hegel, Marx, Husserl ve Heidegger oluşturmuştur. Marcuse, Karl Marx’ın yabancılaşma, Georg Lukács’ın şeyleşme kavramını teorisinde derinleştirirken, ussallaştırma konusunda Max Weber’e, bireyleşme konusunda Sigmund Freud’a başvurmuştur. Marksizmin temelindeki özgürleşmeci nüveye bağlı olan Marcuse, One Dimensional Man [Tek Boyutlu İnsan] kitabında, tek boyutlu toplum, tek boyutlu düşünce ve alternatiflerin olasılığı üzerinde durmaktadır. Özgürlük, dil, söylem evreni gibi kavramların yanı sıra ileri endüstri toplumunun içsel çelişkilerine eğilen Marcuse, gelişmiş endüstriyel uygarlığın kölelerinin yüksek düzeye getirilmiş köleler olduğunu savunmaktadır. İkinci Dünya Savaşı sırasında Office of War Information [Savaş Enformasyon Bürosu] ve Office of Strategic Services’da [Stratejik Hizmetler Bürosu] çalışmıştır. Bu süre zarfında 1942 Haziran tarihli New German Mentality çalışmasıyla, Ideologiekritiker -ideoloji eleştirisi- üzerinden yeni faşist ideolojinin ve mantalitenin psikolojik bileşenlerini, Nasyonal Sosyalizmin dili ve mantığını analiz etmiştir. Özgürleşimci ve devrimci bir felsefeci olarak Marcuse, zamanının Zeitgeist’ında önemli bir figür olmuştur. Marcuse, 1960’lı yıllarda başlayan Yeni Sol hareketler süresince gerçekleştirdiği seminer, konferans ve verdiği demeçlerle Yeni Sol’un gurusu olarak adlandırılmış ve 3 M’den (Marx-Mao-Marcuse) birisi olarak kabul edilmiştir. A Critique of Pure Tolerance [Saf Hoşgörünün Bir Eleştirisi] kitabında yer alan Repressive Tolerance [Baskıcı Hoşgörü] makalesinde, hoşgörünün toplumsal üretimini ve bilgiye dönüşümünü analiz etmiştir. Hoşgörünün nötr, objektif, tarafsız veya göreceli doğasını alt üst ederek, hoşgörü kavramının paradokslarına odaklanmıştır. Günümüzde hoşgörü olarak ifade edilen ve uygulanan şeyin, en etkili dışavurumlarının çoğunda baskının nedeni olarak hizmet ettiğini iddia eden Marcuse, hoş görülmemesi gereken politikalar, koşullar ve davranış biçimlerinin hoşgörü mantığı içerisinde genişletilmesini eleştirmektedir. Marcuse, örgütlü kapitalizmin hayal kırıklığını ve içgüdüsel saldırganlığı muazzam derecede yücelttiğini ve toplumsal açıdan verimli bir kullanıma dönüştürdüğünü iddia etmektedir. Bu, uzun vadeli hoşnutluk, doyum üretme ve “gönüllü kölelik” olarak işleyen bir yeniden üretim sürecidir. Marcuse, özellikle kapitalist sistemin yarattığı sahte ihtiyaçlar ile gerçek ihtiyaçlar üzerinden toplumsal bir eleştiri yapmıştır. An Essay on Liberation [Özgürlük Üzerine Bir Deneme] eserinde, gerçek ihtiyacı insanın kendi hayatını şekillendirebileceği koşulların elde edilmesi olarak tanımlar. Yani insan hayatının artık kendi denetiminin ötesinde olan güçler tarafından kontrol edilen bir aygıta, kârlı üretimin gerekliliklerine tabi kılınmaması durumudur. Sahte ihtiyaçlar ise ileri endüstri toplumunun empoze ettiği mutsuzluk içinde refahı vadeden ihtiyaçlardır. Marcuse, bu ihtiyaçların bireyi ve toplumu endoktrine ettiğini düşünmektedir. New sensibility [yeni duyarlık/sensibilite] düşüncesi toplumsal ölçekte, adaletsizliğin ve sefaletin yok edilmesine olan yaşamsal ihtiyacın yürürlüğe girmesidir. Böylece eski politika ve sistem yeni bir bilinç ve dille yer değiştirebilir ve yaşam standardını yükseltebilir hale gelmektedir. Eros and Civilization [Eros ve Uygarlık] kitabında Marcuse, The Great Refusal [Büyük Ret/Büyük Reddediş] kavramının gereksiz baskıya karşı protesto, en son özgürlük biçimi için savaşım olduğunu belirtir. Büyük Reddediş, sanatın bir kurtuluş umudu olabileceği fikrinden hareketle devrimci değişimin ve refah toplumundan özgürleşimin imkânını sunan ve sanat dilinde formüle edilebilen bir düşüncedir.

Temel Eserleri

Marcuse, Herbert. Tek Boyutlu İnsan, İleri Endüstri Toplumun İdeolojisi Üzerinde İnceleme. Çeviren Seçkin Çağan. İstanbul: May Yayınları, 1968.

Marcuse, Herbert. Estetik Boyut, Sanatın Sürekliliği: Marxist Estetiğin Bir Eleştirisine Doğru. Çeviren Aziz Yardımlı. İstanbul: İdea Yayınevi, 1997.

Marcuse, Herbert. Eros ve Uygarlık, Freud Üzerine Felsefi Bir İnceleme. Çeviren Aziz Yardımlı. İstanbul: İdea Yayınevi, 1998.

Marcuse, Herbert. Özgürlük Üzerine Bir Deneme. Çeviren Soner Soysal. İstanbul: Ayrıntı Yayınları, 2013.

Marcuse, Herbert. “Baskıcı Hoşgörü”. Saf Hoşgörünün Bir Eleştirisi içinde, 79-105. Çeviren Soner Soysal, Ankara: Heretik Yayıncılık, 2014.

KAYNAKÇA

Jay, Martin. Diyalektik İmgelem. Frankfurt Okulu ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü Tarihi (1923-1950), Çeviren Sevgi Doğan, İstanbul: Ayrıntı Yayınları, 2014.

Kellner, Douglas. Herbert Marcuse and The Crisis of Marxism. Los Angeles: University of California Press, 1984.

Kellner, Douglas. Technology, War and Fascism. Collected Papers of Herbert Marcuse, Volume One. Ed. Douglas Kellner, London: Routledge, 1998.

Kellner, Douglas. Towards A Critical Theory of Society. Collected Papers of Herbert Marcuse, Volume Two. Ed. Douglas Kellner, London: Routledge, 2001.

Wolin, Richard. Heideggerian Marxism, Ed. Richard Wolin and John Abromeit, Lincoln: University of Nebraska Press, 2005.

Yazar : Gizem ORÇİN (Dr.)