Lamarkçılık
[Alm. Lamarckismus] [Fr. lamarckisme] [İng. Lamarckism] [Es. t. Lamarkizm]
Fransız bilim insanı Jean-Baptiste Pierre Antoine de Monet, chavelier de Lamarck’ın (1744-1829) hayvanların çevresel koşullara tepki olarak kazanılan yeni alışkanlıkları sonraki kuşaklara aktarması düşüncesini temele alan evrim kuramının genel ifadesi.
1. (Kazanılmış özelliklerin aktarımı) Hayvanların çevresel değişikliklere yeni alışkanlıklar geliştirerek yanıt vermesi sonucunda organizmada ortaya çıkan değişikliklerin nesiller boyunca yavrulara aktarılması. Örneğin zürafalar ağaçların en tepesindeki yaprakları alabilmeleri adına boyunlarını uzatmakta ve bu hareket yavruya aktarılarak her nesildeki zürafa boynunun bir önceki nesle göre hafifçe uzadığı görülmektedir. Kazanılmış özelliklerin aktarımı iki temel prensipten oluşur.
a. Kullanılan organ güçlenir, kullanılmayan organ körelir. Canlının sürekli olarak kullandığı organlarını geliştirmesi, güçlendirmesi ve kullanmadığı organların gücünü kaybetmesi ve körelmesi.
b. Özelliklerin üreme ile aktarılması. Kullanım sayesinde gelişen organların elde ettiği özelliklerin üreme yoluyla sonraki kuşaklara aktarılması.
2. (Weismann Bariyeri) Alman biyolog August Weismann’ın (1834-1914) Lamarck’ın kazanılmış özelliklerin aktarımı hipotezini yanlışlayan deneyi. Weismann, 1888 yılında Köln’de Alman Doğa Bilimciler Derneği’nin toplantısında Lamarck’ın kazanılmış özelliklerin aktarımı hipotezini yanlışladığını açıklamış ve deneyinin sonuçlarını paylaşmıştır. Weismann, deneyde 901 farenin ve onların yavrularının kuyruklarını beş nesil boyunca kesti. Weismann’a göre, eğer kazanılmış özellikler kalıtsal olsaydı, deney farelerinin eninde sonunda kuyruksuz yavrular üretmesi gerekirdi. Ancak sonraki kuşaktaki farelerin kuyrukları da normal fareler gibi uzamaya devam etti. Bu deneyin sonuçları, kazanılmış özelliklerin aktarımı olasılığına karşı kapsamlı bir argüman oluşturmak için kullandı.
3. (Evrimsel Sentez) Lamarkçılık özellikle 1930’lu ve 1940’lı yıllarda Mendelci genetik ile Darwinci doğal seçilimi bir araya getiren evrimsel sentez sonrası çoğu genetikçi tarafından gözden düşürülmüştür. Yine de belirtmek gerekir ki Lamarkizm XX. yüzyılın ortalarına kadar Sovyetler Birliği’nin resmi biyoloji ideolojisi olarak varlığını sürdürmüştür.
4. (Epigenetik) Canlı varlıkların genomik ifadesinde, söz konusu genleri içeren DNA moleküllerinde ve bunları kapsayan proteinlerde, özellikle de histonlarda, mutasyonların değil ancak belirli modifikasyonların temel bir sonucu olarak meydana gelen değişiklikler üzerine yapılan bilimsel çalışma.
Bu tür modifikasyonlara yaşam tarzı ve çevresel faktörler neden olabilir. Örneğin, gıda, sıcaklık, kimyasal ve fiziksel bileşenler, atmosfer, diyet, alkol, tütün, uyuşturucu, hormonlar, toksinler ve hatta insanlarda davranış ve stres türleri organizmaların organ hücrelerinde ve somatik dokularında bir dizi epigenetik modifikasyon üreterek belirli genlerin ifadesinde değişiklikler yaratmaktadır. Bu keşif, yaşam tarzlarının ve çevresel faktörlerin genlerin ve organizmaların işleyişi için ne kadar önemli olduğunun altını çizmektedir.
Epigenetik üzerine yapılan bu çalışmalar Lamarkçılık’ı tekrar canlandırmış ve kazanılmış özelliklerin aktarımı yoluyla Lamarkçı evrimin yeniden değerlendirilmeyi hak ettiği görüşü ortaya çıkarmıştır.
Ancak epigenetiğin Lamarkçılık ile ilişkisi açısından sormamız gereken temel soru bir organizmanın çevresel faktörlerin tesiri ile yaşadığı epigenetik etkilerin bir şekilde sonraki nesillere aktarılıp aktarılamayacağıdır. Başka bir deyişle, bu etkilerin aktarılabileceği ve nesiller boyu sürebileceği konusu tartışmalıdır. Organizmaların, özellikle de memelilerin belirli bir nesilde yaşadıkları epigenetik değişikliklerin bir sonraki ve daha sonraki nesillere aktarılmasıyla ilgili sorun, organizmaların (hem erkek hem de dişi) gametlerinin aktarabileceği değişikliklerin embriyonik gelişim sırasında büyük ölçüde kaybolması ve yerlerini başkalarının almasıdır. Epigenetik modifikasyonların etkileri en azından üçüncü nesle kadar devam etmelidir. Etkiler ayrıca başlangıçta epigenetik modifikasyonu belirleyen çevresel faktörün yokluğunda da ortaya çıkmalıdır. Bu iki kritere dair çok az kanıt bulunmuştur. Her iki koşulun da karşılandığına dair tek olası örnekler bitkiler ve memeli olmayan organizmalar arasında bulunmuştur ve bunlar da çok az sayıdadır. Bu durumda bilimsel açıdan Lamarkçılık’ın epigenetik üzerinden tekrar ciddiyet kazanması şu an için mümkün görünmemektedir.
KAYNAKÇA
Bynum, W. F., Browne, E. J., Porter, Roy. Dictionary of The History of Science. London: The Macmillan Press, 1981.
Hodge, Russ. Evolution: The History of Life on Earth. New York: Facts on File, 2009.
Lamarck, J. B. Zoological Philosophy. Çeviren: Hugh Elliot. London: Macmillan and co., limited, 1914.
Loison, Laurent. “Lamarckism and epigenetic inheritance: a clarification”, Biology & Philosophy, 33:29, 2018, s. 1-17.
Rejón, Manuel Ruiz. “Epigenetics: Is Lamarckism Making a Comeback?”. https://www.bbvaopenmind.com/en/science/bioscience/epigenetics-is-lamarckism-back/ (son erişim tarihi: 15.09.2023).
Yazar : Batuhan AKGÜNDÜZ (Selçuk Üniversitesi)