Kierkegaard, Sören
1813-1855 yılları arasında yaşamış olan ve varoluşçuluğun babası kabul edilen Danimarkalı filozof ve yazar.
Yaşamı ve Eserleri. Kopenhag Üniversitesi’nde teoloji ve felsefe eğitimi gören Kierkegaard 1841 yılında Om Begrebet Ironi med stadigt Hensyn til Socrates (Sokrates’e Yoğun Göndermelerle İroni Kavramı) adlı doktora tezi ile yazarlık kariyerine adım atmıştır. Varlıklı bir aileden gelen Kierkegaard yaşamının sonuna kadar yazarlık yapmıştır. Hayatında bazı olaylar onun felsefi duruşunu ve hayata bakışını etkilemiştir. Gençliğinde yaşadığı sefaletten dolayı babası Michael Kierkegaard’ın Tanrı’yı lanetleyişi onda bitmeyen bir suçluluk duygusu ve melankoliye sebep olmuş, varlıklı bir hayat sürmesine karşın eşinin ve çocuklarının erken ölümü Tanrı’nın cezası olarak görülmüştür. Babasının halihazırda mustarip olduğu melankolisi, katılığı, aşırı dindarlığı ve hayatı ile ilgili paylaştığı bazı sırlar Kierkegaard’ın karakteri üzerinde derin izler bırakmıştır. Bunun yanı sıra papazlık ve yazarlık kariyeri arasında yaşadığı ikilem ve nişanlısı Regine Olsen ile ayrılığının etkileri de Kierkegaard’ın felsefesinde göze çarpmaktadır.
Kısa süren hayatına önemli eserler sığdırmıştır. 1843-1846 yılları arasında yayınlanan bazı eserlerinde müstear ad kullandığı bilinmektedir. Bu yüzden bu eserlerde hangi görüşün tam olarak kendine ait olduğu hususunu tespit etmek kimi zaman zorlaşmaktadır. Eserlerinden bazıları arasında Enten-Eller (Ya / Ya da) (1843), Frygt og Bæven (Korku ve Titreme) (1843), Gjentagelsen (Tekerrür) (1843), Philosophiske Smuler (Felsefi Kırıntılar) (1844), Begrebet Angest (Kaygı Kavramı) (1844), Afsluttende Uvidenskabelig Efterskrift (Bir Vargı Olarak Bilimsel Olmayan Son Not) (1846), Sygdomsmen til Døden (Ölümcül Hastalık) (1849) sayılabilir.
Felsefesi. Kierkegaard’ın kendine yüklediği misyon Hıristiyan alemini Hıristiyanlıkla yeniden tanıştırmaktır. Hıristiyan kilisesinin yerleşik sistemi ve Hıristiyan inancının gerçek karakteri arasındaki çelişkiyi gözlemleyen Kierkegaard’ın amacı Hıristiyan inancına kök salmış ve katılaşmış insan varoluşu ile ilgili birtakım noktalara açıklık getirmek ve yanlış anlamaları ortadan kaldırmaktır. Onu ilgilendiren meseleler hakiki inananın nasıl olması gerektiği ve Tanrı ile sahih bir ilişkinin nasıl kurulacağıdır. Kiliseye karşı eleştirilerinin yanı sıra kendini spekülatif felsefeden tamamen ayrı tutmaya çalışır. Ona göre spekülatif felsefenin nesnel ve teorik yaklaşımı bireyin varoluşunu açıklama noktasında eksik kalmaktadır. Her şeyin akla indirgenmesi ve bir düşünce sistemine dahil edilmesi ile varoluşun özünde duran birey ve onu meydana getiren öğeler göz ardı edilmektedir. Varsayımları dışarıda bırakarak kesin doğru peşinde olan spekülatif felsefe hakiki inanan konu olduğunda devre dışı bırakılmalıdır. Kierkegaard bilhassa bir sistem içine sıkışmış, bireyin düşünce tarafından aşıldığı ve bir varolan olarak konumlandırılmadığı Hegel’in mutlak idealizmine karşıdır. Kierkegaard’a göre, nesnellik değil öznellik hakikattir. Dolayısıyla nesnel ve zorunlu doğruların peşinden gitmek son derece anlamsızdır. Hakikat, sahicilik, içsellik ve sadakat ile karakterize olur. Sahicilik bireyin gerçekte kim olduğuna dair kavrayışa sahip olması demektir. İnsan seçebilen bir varlıktır. Fark yaratan bireyin seçimleridir. Her bir seçim bireyin kendini yaratması anlamına gelmektedir. Kierkegaard’a göre hayatta her zaman karşıtlıklardan birini seçmek zorunda bırakılmamıza rağmen ya/ya da diyerek seçim yapabilme özgürlüğüne sahip oluruz.
Bireyin bir ‘ben’ olabilmesine imkân sunan üç varoluş alanı vardır. Bunlar, estetik varoluş alanı, etik varoluş alanı ve dini varoluş alanıdır. Bireyin gerçeklik algısı ve dünya deneyimi bulunduğu varoluş alanı tarafından belirlenir. Bu varoluş alanlarının birinden diğerine sıçramak mümkündür. Varoluş alanları arasında sıçrama olanağı veren bireyin özgür seçimleridir. Bu sıçramalar ben olandan ben olabilene geçiş anlamına gelmektedir.
Birinci varoluş alanı olan estetik alanın temelini haz oluşturur. Anı yaşamak ve haz peşinde koşmak bu varoluş alanındaki bireyin yaşam tarzıdır. Ödev duygusunun ve bağlılığın olmadığı, arzular ve tutkular ile şekillenen ve dolaysızlıkla karakterize olan bu alanda estetin yaşadığı acı ve ardından gelen umutsuzluk onun diğer varoluş alanına sıçramasına sebep olabilir. Estetik ve dini varoluş alanı arasında ödevin, sadakatin ve sorumluluğun şekillendirdiği etik varoluş alanı bulunur. Bu alanda artık ahlaki ödevlerinin ve sorumluluklarının bilincinde olan ve toplumun ahlak kurallarına göre eyleyen bir birey vardır. Estetik varoluş alanında birey için cinsellik ve arzuların tatmini ön plandayken ahlaki varoluş alanında sorumluluktan kaçmayan birey evliliği tercih eder. Üçüncü varoluş alanı olan dini alana geçişi mümkün kılan; diğer bir deyişle bireyin Tanrı ile ilişkisinin gerçekleşmesini sağlayan iman sıçramasıdır. Bu alanda bireyin toplumla değil Tanrı ile ilişkisi söz konusudur. Birey ve Tanrı arasındaki mutlak ilişkiyi sağlayan imandır. İnancın mutlak buyrukları ve toplumun ahlaki normları arasında kalan bu varoluş alanındaki birey ahlaki kurallarını askıya almak zorunda kalabilir. Fakat mutlak olanı göreli olandan ayırarak toplum içindeki yaşantısına devam edebilir. Korku ve Titreme’de İbrahim’in oğlu İshak’ı Tanrı’ya kurban etmek zorunda oluşu üzerinden Kierkegaard imanın bir paradoks olduğunu söyler. Bu paradoksu İbrahim’in ahlaki ödevi ve Tanrı’ya karşı ödevi arasındaki çelişki ile örnekleyen Kierkegaard’a göre bu paradoksu bireyin Tanrı’ya tam teslimiyetiyle açıklamak mümkündür. Agamemnon ile örneklendirdiği trajik kahraman etik varoluş alanında konumlanırken Tanrı’ya mutlak bir teslimiyetle bağlanan iman şövalyesinin yeri dini varoluş alanıdır.
KAYNAKÇA
Hannay, Alastair. Kierkegaard: A Biography. United States of America: Cambridge University Press, 2001.
Hannay, Alastair. Kierkegaard and Philosophy. London & New York: Routledge, 2003.
Kierkegaard, Søren. Concluding Unscientific Postscript to the Philosophical Crumbs. (Editör) Alastair Hannay. United States of Amrica: Cambridge University Press, 2009.
Mooney, Edward F. Ethics, Love and Faith in Kierkegaard. Bloomington & Indianapolis: Indiana University Press, 2008.
Watkin, Julia. Kierkegaard. London: Continuum, 1997.
Yazar : Işıl ÇEŞMELİ (Selçuk Üniversitesi)