hukuk felsefesi
[Alm. Rechtsphilosophie ] [Fr. philosophie du droit ] [İng. philosophy of law ] [Es. T. hikmet-i hukuk ]
Genel tanımı. Hukuk felsefesi, hukukun kuramsal yönüne yönelik soruşturma yapan bir felsefe disiplinidir. Hukuk felsefesinin cevap aradığı temel sorular, “Hukuk nedir? Hukukun doğası, özü nedir?” gibi hukukun ne’liğine yönelik sorulardır. Bu sorular hukukun ontolojik yönüne dair sorular iken “Hangi normlar hukuk normu olarak nitelenebilir? Neyin hukuka dair olduğunu nasıl bilebiliriz? Hukuki akıl yürütmenin ilkeleri ne olmalıdır? Hukuki bir önermenin doğruluğu nasıl belirlenmelidir?” gibi sorular ise hukukun epistemolojisine dair sorulardır. “Hukukun etik ile ilişkisi nedir? Hukukun dayanması gereken evrensel etik ilkeler mevcut mudur? Hukuk ile adalet arasında nasıl bir ilişki vardır? Hukukun meşruiyetini sağlayan şey nedir? Pozitif hukuk normuna uymak yükümlülüğümüz var mıdır?” gibi sorular ise hukukun değer yanına ilişkin sorulardır. Bu soruları cevaplandırmaya çalışmak ancak hukuk olgusuna dair felsefi bir spekülasyonla mümkündür. Hukuk felsefesi disiplini bu sorulara cevap arayan ve getirilen farklı cevaplama tarzları nedeni ile de farklı hukuk teorilerinin ortaya çıktığı bir disiplindir.
Hukuk felsefesi teorileri. Tarihsel olarak karşımıza çıkan ilk teori doğal hukuk teorisidir. Doğal hukuk teorisine göre hukuk normunun kaynağı olan evrensel geçerliliğe sahip bir ilke vardır. Bir normu hukuki kılan şey bu ilkeye dayanması ve ondan türetilmiş olmasıdır. AntikYunan filozoflarının birçoğuna göre hukuk normu doğada bulunan yasaya dayanmalıdır. Varlığın kendisinden çıkan bu yasadan türetilmeyen normlar ahlaki değildir ve bu bakımdan da hukuki sayılmamalıdır. Hukuk ile etiği ilişkili gören bu yaklaşımda, hukukun amacı aynı zamanda etik bir ideal olan adaleti gerçekleştirmektir. Adalet ise bu evrensel yasaya uygun olandır. Bu nedenle doğal hukuk teorisi için “Adil olmayan yasa, yasa değildir.” Yasa koyucunun belirlediği pozitif hukuk normu eğer evrensel ilkeye uyumlu değilse adil değildir ve yasa niteliğini taşımaz.
Batı Ortaçağ düşüncesinde doğal hukuk teorisi teolojik bir temele dayandırılarak savunulmuştur. Pozitif hukuk normunun geçerliliğini sağlayan şey, yine evrensel bir ilke olan Tanrısal yasaya dayanmasıdır. Batı Ortaçağı’nda doğal hukuk kuramını geliştiren en önemli isim Thomas Aquinas’dır. Aquinas, Summa Theologica adlı eserinde edebi yasa, doğal yasa, ilahi yasa ve insani yasa olmak üzere dört tür yasadan bahseder ve insani yasanın ilahi ve doğal yasaya dayanması gerektiğini söyler.
Yeniçağa baktığımızda ise doğal hukuk teorisinin gücünü sürdürmekte ve Hugo Grotius, John Locke, Immanuel Kant, J.J. Rousseau gibi isimlerle birlikte yavaş yavaş teolojik içeriğinden sıyrılmakta olduğunu görüyoruz. Sonradan, 20. Yüzyıl düşüncesinde, doğal hukuk teorisini yeniden ele alan John Finnis de Aristoteles ve Aquinasçı bir temele dayanarak doğal hukuk görüşünü yeniden formüle edecektir. Doğal hukuk teorisinin hukuk ile etik alanını ilişkilendirerek evrensel olduğu varsayılan bir kaynağa dayandırma yaklaşımını eleştiren hukuki pozitivizm ise 19. Yüzyılda etkili olmaya başlamıştır. 18. Yüzyılda David Hume’un ve Jeremy Bentham’ın doğal hukuk teorisine getirdiği eleştiriler sonrası doğal hukuk teorisine karşı farklı hukuk teorileri ortaya çıkmıştır. J.S. Mill ve Jeremy Bentham hukukun amacı olarak adaleti değil faydayı formüle ederek faydacı hukuk anlayışını geliştirmişlerdir.
Hukukun kaynağını egemenin emrine dayandıran İngiliz düşünür John Austin, analitik pozitivizmin kurucusu olarak kabul edilir. Pozitivist hukuk anlayışının bir diğer biçimi ise sosyal dayanışmayı hukukun temeline koyan sosyolojik pozitivizmin kurucu olan Léon Duguit’dir. 20. Yüzyılda pozitivist hukuk anlayışına en önemli katkıları yapan düşünürlerden birisi normativist pozitivizmin kurucusu olan Hans Kelsen’dir. Özellikle normlar hiyerarşisi anlayışı ve hukuk düzeni ile devleti özdeş görmesi ile oldukça etkili olmuş bir hukuk düşünürüdür. Hukuk düşüncesinin bir bilim haline gelmesi için etik, politik ve sosyolojik etkenlerden sıyrılıp saf bir kuram olması gerektiğini düşünen Kelsen, Yeni-Kantçı bir çizgiyi izleyerek, hukuk düşüncesinin konusunun olması gerekenden kurtulup yalnızca olan ile ilgili olması gerektiğini savunur. 19. yüzyıl başında Almanya’da Savigny tarafından savunulan görüşe göre ise hukukun kaynağı ulusun vicdanıdır. Hukuk, tarihsel olarak ulusun vicdanından doğar ve gelişir. Hukukun evrenselliği görüşünü reddeden Savingy ve Puchta gibi düşünürler, ulusun kolektif şuurundan doğan hukukun tarihsel olarak geliştiğini iddia ederek tarihçi hukuk ekolünü oluşturmuşlardır. Hans Kelsen’in hukuk ve devleti özdeş gören anlayışına itiraz eden Alman Hukuk düşünürü Carl Schmitt ise, hukukun kaynağını egemenin verdiği kararda görür. Schmitt, egemeni aşkın bir güç olarak nitelediği için egemen hukuktan üstündür ve yarattığı hukuk onu bağlamaz. Bir Nazi hukukçusu olarak Schmitt, liderin hukuktan muaf olduğunu ve ulusun iradesinin tecessümü olan ‘lider’in ulusun varlığını korumak için hukuku askıya alma hakkına sahip olduğunu ileri sürer. 20. yüzyılın ikinci çeyreğinde ortaya çıkan bir diğer hukuk ekolü ise hukuki realizmdir. Pragmatizme dayalı bir ekol olan hukuki realizme göre hukuku anlamak için yargı pratiğini gerçekleştiren yargı mensuplarının davranışlarına odaklanmak gerekir. Hukuk kavramı sabit değil, akıcı ve hareketlidir. Hukuk, yargısal pratiklerle yaratılır. Hâkim sadece basit bir mekanik uygulayıcı değil, aynı zamanda bir ‘hukuk yaratıcı’dır. Hukuk toplumsal amaçlara hizmet eder. Toplum hareket halinde olup, hukuktan daha hızlı değişir. Böylece hukukun hizmet ettiği topluma ne kadar uyduğunun belirlenmesinin tekrar gözden geçirilmesi olasılığı mevcuttur. Hukuk düşüncesi diğer sosyal bilimlerden beslenmelidir. Hukuki realizmin, Amerikan hukuki realizmi ve İskandinav hukuki realizmi olarak iki alt kolu vardır.
KAYNAKÇA
Güriz, Adnan. Hukuk Felsefesi. Ankara: Siyasal Kitabevi, 2011.
Gürkan, Ülker. Hukuki Realizm Akımı, Ankara: Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, 1967.
Ingram, David Bruce. Hukuk Felsefesi. Çeviren Ezgi Su Dağabak. Ankara: Fol Kitap, 2019.
Kelsen, Hans. Saf Hukuk Kuramı. Çeviren Ertuğrul Uzun. İstanbul: Nora Kitap, 2020.
Loughlin, Martin. Politik Hukukbilim: Bodin’den Modern Sonrasına. Çeviren Kıvılcım Turanlı. Ankara: Fol Kitap, 2022.
Özenç, Berke. Demokrasiyi ve Anayasayı Korumak Kelsen Schmitt’e Karşı. İstanbul: İletişim Yayınları, 2022.
Savigny, Friedrich Carl von. Çağımızın Yasama ve Hukuk Bilimi Konusundaki Görevi Üzerine. Çeviren Ali Acar. İstanbul: Pinhan Yayıncılık, 2018.
Schmitt, Carl. Constitutional Theory. Çeviren Jeffrey Seitzer. Durham: Duke University Press, London, 2008.
Yazar : Can KARABÖCEK (Kırklareli Üniversitesi)