hazcılık
[İng. hedonism ] [Fr. hédonisme ] [Alm. Hedonismus ] [Es. T. lezzetiye, istilzaziye ]
Psikolojik bir teori olarak, insan davranışlarının sadece —ya da daha zayıf versiyonunda, çoğunlukla— kendi hazzına yöneldiği ve acıdan kaçındığını ileri süren teori (psikolojik ya da betimleyici hazcılık).
Normatif ahlaki veya ahlaki-olmayan bir değer teorisi olarak, içsel iyinin veya iyi-durumdalığın sadece hazdan, haz veren şeylerden, haz içeren deneyimlerden, durumlardan ve yaşantılardan meydana geldiğini savunan teori (normatif ya da etik hazcılık).
Psikolojik teori normatif olandan bağımsız olsa da sıklıkla normatifi desteklemek için kullanılmıştır.
1-(İlkçağda) Hazcı görüşler, reddedilmek amacıyla da olsa, felsefe tarihinde açıkça Platon’un diyaloglarında ortaya konulmuş görünür. Platon hazcılığı reddetse de hazlar arasında fiziksel-zihinsel, karışmış-saf gibi ayrımlar yapmış ve zihinsel ile saf hazlara olumlu bakmıştır. Daha sonra Aristoteles de Platon gibi zihinsel ve saf hazlara olumlu bakmış ama hazzın amaçlanan değil, engellenmemiş etkinliğe eklenen bir şey olduğunu ileri sürüp hazcılığı reddetmiştir. İlkçağda hazcılığı benimseyen en önemli düşünürler —görüşleri hakkında fazla bilgi olmayan Platon’un öğrencisi Eudoksos’u bir kenara bırakırsak— Aristippos ve Epikuros’tur. Aristippos, hazzı içgüdüye dayalı olarak seçmemizden hazzın etkinliklerimizin amacı olduğunu çıkartmış; ömür boyu süren haz anlamında eudaimoniaya erişmenin imkânsız olduğunu ve insanın ulaşması gerekenin anlık haz olduğunu ileri sürmüş; fiziksel hazlara öncelik vermiştir. Epikuros ise atomcu öğretiye dayanarak insanların hazzı aradığını savunmuş; kinetik ve statik hazlar arasında ayrım yaparak sadece kinetik hazları benimseyen Aristippos’tan farklı olarak bedende ağrının, ruhta huzursuzluğun yokluğu olarak gördüğü statik hazların tercih edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
2-(Modern Dönemde) Ortaçağda gözden düşen hazcılık, rönesans ve sonrasında tekrar ilgi uyandırmaya başlamıştır. Hobbes’ta bireyin kendisine odaklanan hazcılık (egoist hazcılık), klasik faydacılıkta herkesin hazzını hesaba katmıştır. Jeremy Bentham doğanın insanı iki egemenin, haz ve acının yönetimi altına koyduğunu belirterek psikolojik hazcılığı kabul etmiş; buradan elde edilmesi gereken yegâne şeyin haz olduğu sonucunu çıkartmış ve sadece hazzın kendinde iyi olduğu iddiasına ek olarak, hazlar arasında nitelikçe bir ayrım olmadığını iddia etmiştir (basit ya da nicelikçi hazcılık). O, haz miktarları eşit olduğunda bir çocuk oyun olan pushpin’in şiir kadar iyi olduğunu ileri sürmüş; bir etkinliğin ya da yaşantının kendinde iyiliğinin, sadece onun içerdiği hazzın niceliğine bağlı olduğunu benimsemiş ve hazların değerlerinin hesaplanması konusunda bir haz hesabı geliştirmiştir. J. S. Mill de Bentham gibi, insan doğasının haz ya da hazza giden bir yol olmayan hiçbir şeyi istemeyecek şekilde kurulu olduğundan, istenebilecek tek şeyin haz olduğu sonucunu çıkartıp hazcılığı benimsese de, Bentham’dan farklı olarak hazların tür ya da nitelik bakımından birbirinden ayrıldıklarını ileri sürmüştür (nitelikçi hazcılık). O, ‘yüksek’ ve ‘alçak’ hazlar arasında bir ayrım yapmış —herhangi bir miktardaki basit hayvani hazza nispetle Shakespeare okumanın hazzı gibi— doğaları gereği diğerlerinden daha değerli hazlar olduğunu savunmuş; her iki türü de deneyimlemiş olan ‘yetkili hakimler’in kararlarını bu temelde vereceklerini öne sürmüştür.
3-(Çağdaş Dönemde) Robert Nozick’in deneyim makinası düşünce deneyi hazcılık karşıtı önemli bir argüman olarak hazcıların karşısına çıkmıştır. Hazcılığa getirilen bu ve diğer eleştiriler, öğretiyi savunmayı ya da yeniden değerlendirmeyi gerektirmiş ve çağdaş dönemde hazcılığın farklı versiyonları ileri sürülmüştür. Bunlardan bazıları olarak F. Feldman (Pleasure and The Good Life, 2004), R. Crisp (Reasons and the Good, 2006), C. Heathwood (“Desire Satisfactionism and Hedonism”, 2006), J. Mendola (“Intuitive Hedonism”, 2006) ve T. Tännsjö’nün (“Narrow Hedonism”, 2007) isimleri sayılabilir. Örneğin Fred Feldman duyusal hazcılık (sensory hedonism) adını verdiği klasik anlamdaki hazcılığı reddetmiş; sıcak, soğuk, baskı, gıdıklama, kaşıntı vb. gibi hisler (feelings) olan duyusal hazlar (sensory pleasure) ile dünyanın barış içinde olması olgusundan memnun olma gibi nesnelere yönelen ve her zaman hisse sahip olmayı gerektirmeyen tutumsal hazları (attitudinal pleasure) birbirinden ayırmış ve tutumsal hazları temele alan bir hazcılık biçimi savunmuştur (tutumsal hazcılık).
KAYNAKÇA
Bentham, Jeremy. An Introduction to the Principles of Morals and Legislation, Batoche Books, Kitchener, 2000 [1789].
Diogenes Laertios, Ünlü Filozofların Yaşamları ve Öğretileri, Çev. Candan Şentuna, İstanbul, Yapı Kredi Yayınları, 2003.
Feldman, Fred. Pleasure and The Good Life, Oxford: Clarendon Press, 2004.
Mill, J. S. Utilitarianism, London: Parker, Son, And Bourn, West Strand, 1863.
Montmarquet, J. A. “Hedonism”, The Cambridge Dictionary of Philosophy, ed. Robert Audi, Cambridge, Cambridge University Press, 1999, s. 364-365.
Moore, A. “Hedonism”, The Stanford Encyclopedia of Philosophy (Fall 2011 Edition), Edward N. Zalta (ed.), URL = <http://plato.stanford.edu/archives/fall2011/entries/hedonism/>
Peters, Francis E. Antik Yunan Felsefesi Terimleri Sözlüğü, Çev. Hakkı Hünler, İstanbul: Paradigma Yayıncılık, 2004.
Yazar : Murad OMAY (İstanbul Üniversitesi)