Bacon, Roger
[Lat. Rogerus veya Rogerius Baconus/Baconis] [Doctor Mirabilis > harika öğretmen]
Yaşamı ve Eserleri. Roger Bacon 1220 yılı civarında İngiltere’de doğmuştur. Eğitim hayatına Oxford Üniversitesi’nde başlayan Bacon, 1240’lı yıllarda Paris Üniversitesi’nde Aristoteles’in fizik, metafizik, tabiat felsefesi ve mantık eserlerini temele alan dersler vermiş ve ders notlarından yola çıkarak Summulae dialectices ve Summulae grammatica (Diyalektik ve Gramer Özet Kitabı), Questiones supra Physica (Fizik Üzerine Sorular), Questiones supra Metaphysica (Metafizik Üzerine Sorular), Questiones super De Plantis (Bitkiler Üzerine Sorular) ve Questiones supra De Causis (Nedenler Üzerine Sorular) isimli eserler kaleme almıştır.
1257 yılında Fransisken tarikatına girmiş ve yazıları ile görüşlerinden haberdar olan Papa IV. Clement (ö.1292) Bacon’dan eserlerini kendisine iletmesini istemiştir. Böylelikle Bacon karşılaştırmalı filoloji, optik, simya, astroloji gibi konuların yer aldığı Opus maius (Büyük Eser), Opus minus (Küçük Eser) ve doğal varlıkların değişimini anlattığı De multiplicatione specierum (The Multiplication of Species/ Species’lerin Çoğalımı) adlı eserlerini yazmış ve Papa’ya göndermiştir. Opus tertium (Üçüncü Eser) adlı eseri ise bu tarihlerden biraz daha geç yazılmakla birlikte, hiçbir zaman Papa’ya gönderilmemiştir. Papa IV.Clement’in ölümünden sonraki dönemde ise Communia mathematica (Genel Matematik), Communia naturalium (Genel Doğa Felsefesi) ve Compendium studii philosophiae (Felsefe Etütleri Özeti) başlıklı eserlerini kaleme almıştır. 1277 yılında Paris Üniversitesi’ndeki felsefi ve teolojik tartışmalardan ötürü kendisine özellikle astroloji, büyü ve kehanetle ilgili suçlamalar yapılmış ve 14 yıl hapse mahkûm edilmiştir. Hapis hayatından sonra Oxford’a dönen Bacon, Compendium Studii Theologiae (Genel Teoloji Etütleri Özeti) adlı eserini bitirmeden 1292 yılı dolaylarında vefat etmiştir.
Bacon ayrıca klasik dillerin öğrenilmesi amacıyla İbranice ve Grekçe’ye dair gramer kitapları, İbn’ü-l Heysem ve hocası Robert Grosseteste’den etkilenerek Perspectiva (Optik) ve okültten astrolojiye ve bitkilere kadar pek çok ilginç bilgilerin yer aldığı Secretum Secretorum (Sırların Sırrı) isimli eserler de yazmıştır.
Felsefesi. Roger Bacon, çalışmalarıyla ve kişiliğiyle Rönesans'ın metinsel ve tarihsel bakış noktasını hemen hemen iki yüz yıl öncesinden haber vermişti. Doğa araştırmasına merak duyması, Skolastik yöntemi eleştirmesi, matematiğin önemini vurgulaması, bilim uğraşının pratik yararını diretmesi, doğrudan deneyimin üstünlüğünü öne çıkarması ve modern anlamda bilimsel yöntemin bir ön habercisi olması gibi özellikleriyle modern bilimin kıvılcımlarını ortaya çıkarmıştı. Bacon bu özelliklerinin yanı sıra, bir yönüyle de içinde bulunduğu çağın ruhundan tam anlamıyla kurtulamamış ve bilimin nihai yararının Kilise’ye hizmet ve insanın Tanrı’ya ilişkin bilgisinin mükemmelleşmesi olduğuna inanmıştı. Bu bağlamda insanı refaha ve kurtuluşa erdiren en yüksek bilimin teoloji olduğunu söylemiş, felsefe olmadan teolojinin kendi amacına ulaşamayacağını belirtmiştir. Teolojiden sonra Etik’i ikinci ve daha sonra matematiği üçüncü yüksek disiplin olarak temele almıştır. Bacon matematiğin amacının doğal dünyayı betimlemek ve açıklamak olduğunu belirtmiş ve dünyayı anlamak isteyen bir insanın matematik bilmeden kesin bilgi sahibi olamayacağını düşünmüştür.
Bacon da tıpkı Francis Bacon gibi bilgi yolundaki engelleri (kusurlu ve değersiz otoriteye boyun eğme, âdetlerin etkisi, yaygın önyargılar ve bilgimizin gösterişle teşhirinin eşliğinde cehaletimizin gizlenmesi) kaldırıp, bilgiye ulaşmada duyu algısına dayanan deneye başvurmanın gerekliliğini belirterek, Büyük Eser adlı kitabında “deneysel bilim”in (scientia experimentalis) önemini vurgulamıştır. O, “deney olmadan hiçbir şeyin yeteri derecede bilinemeyeceğini” söylemiş ve deney temelli bilginin felsefî ve tanrısal (içsel) olmak üzere iki aşamalı olduğunu belirtmiştir; felsefi temel dışsal duyulara dayanırken, tanrısal deneyim içsel ilahi esinle (internal illumation) yani insan zihninin Tanrı tarafından aydınlatılmasıyla oluşmaktadır.
Bacon’ın kendi dönemini aşan başka bir yönü onun doğadaki varlıkların hareketi ve çeşitlenmesiyle ilgili görüşüdür. Specieslerin [*] Çoğalımı (De multiplicatione specierum) adlı eserinde doğadaki varlıkların çeşitlenmesi ve hareketini hocası Grosseteste’in species kavramına başvurarak açıklamıştır. Species kavramı hem Grosseteste hem de İslam ve Hıristiyan düşüncesinde form anlamına denk gelmekte olup ve fiziksel bir yönü bulunmamaktadır. Bacon ise bu kavramı dışsal form olarak kullanmış, kendisinden öncekilerden farklı olarak fiziksel bir nitelik atfetmiştir. Söz konusu eserde species’i doğal olarak hareket eden bir şeyin ilk etkisi olarak tanımlamıştır. Species, özde (in essence), tanımda (in definition), doğada, isimde ve etkinliğinde kendini meydana getiren faile benzemektedir. Söz gelimi bir fail olarak ateşin meydana getirdiği şey yani onun species’i ateş, sıcaklığınki sıcaklık, ışığınki ışık, renginki ise renkti. Bu tanımlamayı yaptıktan sonra Bacon doğadaki çeşitlenmeyi yani species’lerin çoğalımının nasıl meydana geldiğini betimler. Bacon’ın içinde bulunduğu dönemin düşünürlerinden farkı ve modern bilim algısına yakınlığı da burada ortaya çıkacaktır. Buna göre değişimin olabilmesi için bir species failin kendisinden çıkmaz ya da alıcıya bir şey göndermez, aksine bir fail, alıcı maddenin doğasını etkileyerek ve onu yok ederek onda değişiklik meydana getirmektedir. Daha da önemlisi bir fail, bir species’i yoktan var edemez veya bir fail dışarıdan bir species alıp, onu alıcı maddeye yerleştirerek etkide bulunamaz. Bacon sadece Tanrı’nın hiçten bir şey yaratabileceğini belirtir. Bu durumda o, İslam Dünyası’nda varlığın meşru zemini olan ve maddeye form vererek onun var oluşunu sağlayan görüşe karşı çıkmıştır, zira İslam Dünyası’nda Tanrı varlıklara dışarıdan form vererek onların var oluşlarına meşru bir zemin sağlamaktaydı. Dolayısıyla species, ancak alıcı maddedeki “aktif potansiyelliği” meydana getirerek oluşturulabilir ve Bacon’ın “doğal değişim” dediği şey de budur. Bacon, species’in doğal olarak ve maddede bulunan aktif potansiyellikten meydana getirilebileceğini düşünür. Maddenin pasif potansiyel olması durumunda ise ona bir form veren (Tanrı, yaratıcı) olması gerekir ki, Bacon bunu kabul etmez. Sonuç olarak Bacon doğadaki değişimi species kavramıyla açıklamış, Tanrı’yı doğal süreçten ayırmıştır. Aristoteles’in ereksel nedenle, Orta Çağ İslam ve Hıristiyan Dünyası’nın da hem ereksel neden hem de varlıkların var oluşlarının zemini olarak fiziksel gerçeklik dünyasına dâhil ettiği Tanrı düşüncesine sisteminde yer vermemiş, doğadaki değişimi maddi ve fail nedenlere indirgemiştir.
KAYNAKÇA
Bacon, Roger. Opus Majus. Ed. John E. Bridges. Frankfurt/Main: Minerva, 1964.
Glare, P.G.W. Oxford Latin Dictionary, Oxford University Press, 1968.
Kader, Yael, Han, Giora. “Natures and Laws: The making of the concept of law of nature-Robert Grosseteste (c.1168-1253) and Roger Bacon (1214/1220-1292)”. Studies in History and Philosophy of Science. Part A61 (2017):21-31.
Lindberg, David C.. Roger Bacon and the Origins of Perpectiva in the Middle Ages, A Critical Edition and English Translation of Bacon’s Perpectiva with Introduction and Notes. Oxford: Clarendon Press, 1996.
Lindberg, David C.. Roger Bacon’s Philosophy of Nature, A Critical Edition, with English Translation, Introduction, and Notes, of De multiplicatione specierum and De specilus comburentibus. Oxford: Clarendon Press, 1983.
Little, A.G., “Introduction: On Roger Bacon’s Life and Works”, Roger Bacon Essays, Ed. A.G. Little, Oxford University Press, Oxford-1914.
[*] Species kavramı Latince olup, çoğulu specierum’dur. Bacon’da “doğal bir failin ilk etkisi” anlamına gelen species kavramını tüm metin boyunca olduğu gibi kullanmayı tercih ettik. Zira Türkçede “temsil, imge, bakış, gösteri, dışsal form” (ayrıntılı bilgi için bkz: P. G. W. Glare, Oxford Latin Dictionary, s. 1799-1800.) gibi anlamlara gelen kavram, Bacon’ın kullandığı anlama tam olarak karşılık düşmemektedir.
Yazar : Serpil TİMUR (Ardahan Üniversitesi)